Bugün Hangi Hâldesin? Panayır mı, Survivor mu, Yöreden mi?

Bir mekâna isim vermek, ona bir kimlik kazandırmaktır. Denizkızı Kafelerimizin de her biri bir karakter gibi. İçine girdiğinizde her biriyle sohbet edebilecekmişsiniz gibi. Bu yüzden bu kafelerin herhangi birinin adını duyunca bir atmosferi, bir hikâyesi olduğunu da peşinden hissedebiliyorsunuz. Mesela Mersin’de insanlar “Panayır’a gidelim.” ya da “Bu sabah Yöreden’de kahvaltı yapalım mı?” derken aslında bir ruh hâlini seçmiş oluyor.

Mesela Panayır Kafemiz, sabahları huzurlu bir kahvaltı bahçesi gibi ama güneş batınca küçük bir festival alanına dönüşüyor. Işıl ışıl, canlı ve cıvıltılı. Akşam olunca enerjisi kıpır kıpır olanların “Hadi Panayır’a gidelim.” dediği an vardır mutlaka. Demiştik ya “Her kafenin ayrı bir atmosferi var.” diye. İşte Panayır’ın da bu.

Ya da Survivor Kafemiz, Survivor Parkuru ile çocuklu aileler için tam bir cennet. Çocuklar tırmanıyor, kayıyor, yarışıyor; aileler gölgede çaylarını yudumlayıp bir şeyler atıştırıyor. Adı boşuna Survivor değil yani.  Ailelerin huzur bulduğu, çocuklar için macera dolu bir park kafe aslında.

Yöreden Kafemiz: Gözlemelerin, sıkmaların, serpme kahvaltıların mekânı. Adına sadık… Gelen her tabakta ismi gibi bir gelenek, bir tat var.

Kısacası bir kafede oturmak sadece denize karşı kahve içmek ya da yemek yemek değildir. O anı yaşamak, hissetmek ve daha sonra gülümseyerek hatırlamanız için hafızaya kazımaktır. Ve birbirinden güzel anılar biriktirmeniz için Mersin sahili boyunca Denizkızı Kafelerimiz sizi kendi hikâyesine davet ediyor.

Haa, neredeyse sormayı unutuyorduk (!) Siz bugün hangi hâldesiniz? Bizim karnımız gurul gurul… Sanırım biz bugün YÖREDEN HÂLDEYİZ.